24.2.06

İtiraf

İtiraf.com okumadım ben uzun süre. Adını duymuştum, bir süre sonra da çok popüler olduğunu duydum, ama bir türlü gidip bakmamıştım. Geçen sene bir arkadaşım çok bahsedince açıp okumaya başladım. Boş zamanları değerlendirmenin en iyi yolu değil ama insanı bayağı eğlendiriyor. Daha doğrusu eğlendiriyormus. İtiraf.com'un arşivine baktım, ve birkaç sene öncesinde itirafların daha ilginç, daha güzel, daha itirafımsı olduğunu gördüm. "Sonradan bozuldu" muhabbeti yapacak değilim ama bir yerden sonra tarz ve konular çok dağılmış ve benim beklentilerimin dışına çıkmış. Yine de bugün hala çok güzel itiraflar görmek mümkün. Geçen gün gördüğüm bir tanesi İtiraf.com var olmasına değecek kadar güzel az itiraflardan. Buyrun:

nevigasyon; Cinsiyet: Erkek; Yaş: 27; İl: İstanbul
Haftasonu dokuz yaşındaki kurt köpeğimle ormana gittik. Şarkılar söyledik, uluduk, ateşte sucuk pişirip şarap içtik, oyunlar oynadık ama hemen yoruldu. Akşama doğru eve geldik. Kucağıma alıp yavaşça arabadan indirdim. Arka ayakları tutmadığı için ön ayakları ile sürünerek ilerliyordu. Mutlu ve acı çekerek eve girdik. Küreği ve silahımı yerine koydum. Dostuma bunu yapamadım.

22.2.06

Tatlı menüsünde muz var, bölüm 1

Muz, meyve deyince akla gelen elma, armut, portakaldan biraz farklı. Elma deyince benim aklıma ısırılarak yenen bir elmanın diş eti sağlığına yararı geliyor mesela. Portakal deyince de C vitamini. Bunlar iyi şeyler tabi aslında ama canınız tatlı çektiğinde sağlık çağrıştıran bir şey yemek istemeyebilirsiniz. Muzun böyle bir imaj sorunu yok ve de tadı bayağı güzel. O yüzden tatlı olarak muz yemek iyi bir fikir. Elinize alıp soyunca çok meyve yiyormuş hissi veriyorsa aşağıdaki tarifi deneyin.

Kirk yıllık ballı muz
Bir orta boy, iyice olgunlaşmış muzu çapraz dilimleyin. Tabağa rastele koyup üzerine bal gezdirin. Az miktarda kırık ceviz içi serpiştirin.

"Kırk yıllık ball
ı muzu tarif diye bize yutturuyor" demeyin şimdi, birilerinin böyle şeyleri arada bir insanlara hatırlatması, yazıya geçirmesi lazım. Bu tatlı her ne kadar yatay sporlara hazırlanan genç yiyeceği izlenimi verse de geleneksel tatlılarımıza oranla az kalori içeriyor. Özellikle bal ve cevizin miktarını düşük tutarsanız toplam 150 kalorinin altında kalabilirsiniz. Ayrıca tatlıyı daha az yağlı yapmak için daha az ceviz koymak yeterli. Ama ille de cevizi bol olsun istiyorsanız, cevizdeki yağın kalp ve damar sağlığına yararlı yağ olduğunu hatırlamakta yarar var.

Tabi tatlı deyince aklına baklava, aşure falan gelen insanlar için yine fazla sağlık yiyeceği izlenimi verebilir ballı muz. Ama bu arkadaşların gönlünü de Tatlı menüsünde muz var'ın ikinci bölümünde alacağız.

21.2.06

Soya soslu tavuk

Liquirizia purissima'daki son yazım buraya geçiremeden kayboldu. Nasıl oldu demeyin, ben de daha önce blog yazarlarının yazılarının kayıp olmasıyla ilgili şikayetlerini anlamazdım. Ama sayfanın görüntüsü ile ilgili değişiklik yaptım ve sayfaya geri döndüğümde son yazı gitmişti. Yapacak bir şey yok, ileride bir gün tekrar yazmam gerekecek.

Eğer hayatınızda rejim yapmışsanız, doktor ve ya magazin dergisi tavsiyesi üzerine kırmızı et tüketiminizi azaltmaya çalışmışsanız, ya da bekar hayatın sadece makarna yiyerek geçmeyeceğini anlayıp başka bir şeyler pişirmeye kalkışmışsanız tavada pişmiş tavuk göğüs ile tanışıklığınız vardır. Ve eminim kısa sürede çok sıkıcı bir yiyecek olmuştur sizin için. Bu aslında üzücü bir durum çünkü tavuk güzel bir yiyecek.

Başka üzücü bir durum da soya sosunun heyecanlı acemiler tarafından kullanımı. Kaç kere beğenme numarası yapmak zorunda kalarak arkadaşlarımın ya da akrabalarımın yaptığı, tavuk eti ve soya sosundan ibaret "soya soslu tavuk" yemeği yediğimi bilmiyorum. Bildiğim şey buna bir "dur" denmesi gerektiği. Durum aslında açık, bir yemeğe soya sosu eklemek yemeğe lezzet katmak için tek başına bir çözüm değil. Hele ana unsur tavuk eti gibi kuvvetli bir tada sahip olmayan bir yiyecekse.

Uzun uğraşlar sonuçu, mutfak işlerindeki engin bilgi ve birikimimi kullanarak bu iki üzücü duruma çözüm olacak tek bir tarif geliştirdim. Daha adını koyabilmiş değilim ama tarif aşağıda.

(isimsiz soya soslu tavuk yemeği)
bir kişilik
-bir büyük parça yağsız, derisiz tavuk göğüs. 1,5cm'lık küpler olacak şekilde ufak doğranmış
-6-7 orta boy mantar, diklemesine dilimlenmiş
-1-2 domates, doğranmış
-3 çorba kaşığı soya sosu
-biraz acı sos (isteğe bağlı, acıya dayanıklılığınıza göre ayarlayın)

Bir tavaya bir çorba kaşığı zeytinyağı koyup tavayı yüksek ateşte ısıtmaya başlayın. Tava ısınınca doğranmış domatesleri içine atıp arada bir karıştırarak pişirin. Ufak doğradığınız tavuk etini küçük bir kaba koyun ve üzerine soya sosunu (ve istiyorsanız azıcık acı sosu) ekleyip karıştırın. Domatesler sularını saldıklarında dilimlenmiş mantarları ekleyin. Mantarlar pişmek üzereyken tavanın ortasındaki malzemeyi yanlara itip tavuğa yer acın. Kaptaki tavuğu sosuyla beraber tavaya boşaltın. Tavuklar küçük parça olduklarından çabuk pişecekler. Parçaların bir yüzleri piştiğinde onları teker teker çevirin. İki tarafları da piştiğinde bütün malzemeyi birbirine karıştırıp 30 saniye daha pişirin. İşte bu kadar!

17.2.06

Ege'de yemek

(Bir gün geriden takip ediyoruz şimdilik ama olsun)

İşte Ege ve Akdeniz taraflarından çok basit ama bir o kadar da güzel bir akşam yemeği: ızgara balık ve salata. Büyük balıkların filetolarına, alengirli pişirme yöntemlerine, çeşitli soslara her zaman ihtiyaç yok. Bize iyi pişmiş güzel bir balık tek başına yetiyor. Hafif, sağlıklı ve lezzetli.

16.2.06

Derya kuzuları

Karides düşük kalorili, neredeyse yağsız bir yiyecek. Bol da protein içeriyor. Süpermarketten hazır pişmiş, donmuş olanlarını alırsanız fiyat da çok pahalı değil. Yani diyeceğim şudur: (eğer kolestrol derdiniz yoksa) karidesi hazırlaması kısa süren, sağlıklı ve ucuz bir yiyecek olarak aklınızın "ya çok açım ama yemek hazırlamaya da üşeniyorum" köşesine yazın.

Kimdir, nedir?*

Aklı başında insanlar blog tutma işine iki blog birden başlatarak girişmezler ama benim hakkımda bazı gerçekleri şimdiden açığa vurmakta zarar yok diye düşünüyorum. Liquirizia purissima adında, yemek, içecek ve günlük hayatımda karşılaştığım bazı konulardan bahsetmek için kurduğum bir blog var. Orada İngilizce olarak yazdıklarımın aşağı yukarı aynısını burada Türkçe yazmayı düşünüyorum. Bekar Pilavı'nın olayı da budur.


*Bkz: Ekşi Sözlük